Ana Sayfa Aşk Mektupları Aziz Nesin – Meral Çelen Mektuplaşmaları

Aziz Nesin – Meral Çelen Mektuplaşmaları

0
Aziz Nesin – Meral Çelen Mektuplaşmaları

Mehmet Nusret Nesin veya bilinen adıyla Aziz Nesin, Türk mizah yazarı. Kısa öykü, tiyatro ve şiir dallarında pek çok eser yazmıştır. Meral Çelen; felsefeci, tiyatro yazarı, öğretmen.. Aziz Nesin’in ikinci eşi, Ali ve Ahmet Nesin’in annesi. seksenli yılların ortasına kadar çamlıca kız lisesi’nde felsefe öğretmenliği yapmış zor bulunan bir filozof.

aziz nesin ve meral çelen
Aziz Nesin ve Meral Çelen

Aziz Nesin’in eşi Meral Çelen’den mektup: “Senin hasta olduğunu duyduğum zaman, dünyanın sonu zannettim.”

Aziz,
Bu mektubu sana evden yazacaklardı. Bazı noktaların açığa kavuş­ması için ben yazmayı yeğledim. Aslında sana böyle hesap kitap mektubu yazmak istemezdim. Yazmaya elim varmıyor da diyebilirim. Ama zorunluyum.

Biliyorsun yıllardır terastan akıntı vardı, ev rezil olmuştu. Geçen yıl buraya yeniden taşınırken oturulacak hali de kalmamıştı. 210 bin liraya boya, badana, kâğıt yaptırdım ve Rıza Bey’den terasın onarılması için defalarca rica ettim. Yine üstünkörü bişeyler yapıldı ve emeklerimin yarısı heba oldu diyebilirim. Senin çalışma odan aktı, yeni bir masraf gerek.

Bu yıl kendisi de evini badana boya yaptırdığından terası yaptırmaya kalktı. Ayrıca ev oturduğu için terasın çevresindeki duvarlarda çok derin çatlaklar oluştu ki, hem yağmur suyu alması bakımından, hem de yıkılma tehlikesi baş gösterdiğinden onların da yapılması, dolayısıyla bina yüzünün de baştan başa yeniden boyanması zorunluluğu ortaya çıktı. Bu yıl hemen hemen hergün gündeme getirdiler. Ben terası şart koştuğum için engellemeye çalıştım. Şimdi hiç akmayacak biçimde yeniden ele alındı ve bankada bir hesap numarası açılarak para yatı­rılması istendi.

Kısacası teras için 430 bin lira, bina yüzü için 200 bin lira teklif var ki. Rıza Bev’in oğlunun inşaatında çalıştıkları için en ucuz teklifler. Herkes kabul etti. Ben de bütün bu işlerin yapılmasını istiyordum ama. bu büyük masraf karşısında ne yapacağımı şaşırdım. Aslında bu ay benim vergi ayım olduğu için ve kalorifer parası olarak 70 bin lira da bu ay ödemem gerektiği için hemen hemen olanaksız bir durum ortaya çıktı. Bu ay içinde 60 bin lira vergimin 2. taksidi, 70 bin lira kalorifer yakıtı. 30 bin lira Datça ödentisi (Datça’dan 93 bin lira yeni borç çıkardılar. Alt yapı tesis masrafı o zaman tahmini yapılmış sözde. Aslında yeni evleri bitiremiyorlar) 35 bin lira da Ören’e aidat ve vergi. Benim bu kadar param yok. Her ne kadar Rıza Bey, evin sahibi olduğun için senin vermen gerektiğini söylüyorsa da; ben burda oturduğum için böyle bişey düşünmedim. Ama daire başına 91 bin lira masrafı karşılayacak durumum yok. Az sonra banka hesap numarasını öğrenerek yazacağım, bu para senin için sorun değilse, göndermeni rica edeceğim.

Mektubuma başlarken sana hesap kitap mektubu yazmak istemezdim diye başlamıştım. Birincisi bu evde oturduğum için, İkincisi de mektup yazmam gerekirse başka türlü olsun isterdim. Nitekim sana yazmaya başladığım, konuklarımın gelmesiyle yarım kalmış, ama sonradan vazgeçtiğim bir mektup var. O zaman bu hesaplar yoktu, onun için daha başka türlü bir mektuptu. Senin yanıt vermen de gerekmezdi.
Sanıyorum, evlilik demiyeyim de iki insan beraberliğinin ne oldu­ğu üstüne düşüncelerdi. O sıralar tam ne yazdığımı anımsamıyorum ama…
Yazarken birden durdum. Şimdi, dedim kendi kendime, bütün bunları 90 bin için yazmış olabileceğini düşünür. “Parasız kaldı da…” diye yorumlayabilir, dedim. İstersen parayı gönderme ve lütfen böyle düşünme…

Evet, ikimizin beraberliği üzerine düşünüyorum uzun zamandır. Sen ayrılmak istemezden önce ben bunun bilincindeydim. Hatta, belki anımsarsın, bigün “Sen artık başka bir kadınla, ben başka adamla yapamayız”
demiştim. Bunun ne kadar büyük bir gerçek olduğunu (kendim için diyeyim) şimdi daha iyi anladım galiba… Geçmiş yıllarda ne olursa olsun, birbirimizi aptalca nedenlerden dolayı ne kadar kırmış olursak olalım, ikimizin beraberliğinden arta kalan, bitmemiş olan o kadar çok şey var ki, “Keşke bu 2. ayrılma denemesine hiç girmemiş
olsaydık” diye düşünüyorum. Bilmem haksız mıyım? Ne kazandık bu ayrılıktan.

Senin hasta (Yayına Hazırlayan Ahmet Nesin’in Notu: Aziz Nesin 12 Eylül darbesi sırasında Moskova ‘da kalp krizi geçirmiş ve yoğun bakıma alınmıştı) olduğunu duyduğum zaman, dünyanın sonu zannettim.
Senin olmadığın bir dünya düşünemedim. Vera’nın telefon numarasını bulup, kaç gece aradım. Konuşamadım. Bir haber alamadım.

İstanbul’a döndüğünde seni aradım, ama başka bişey yapamadım. Biraz uzasın arası, dedim kendi kendime. Şimdi hasta olduğu için O ’na acıdığımı sanır, yanlış yorumlar, sonra da beni engelleyen başka konular çıktı ortaya…
Bu konularda senin ne düşündüğünü bilmiyorum. Ama ben duygularımı yazmaktan utanmıyorum. Etle tırnak olduğumuzu, sanıyorum o zaman daha iyi anladım. Ve senin sözün geldi aklıma: “Neden hep hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşarız, davranırız?”
Son aylarda hep seni görüyorum düşlerimde. Ne yazık ki, mutlu düşler değil… Yanyana oturuyoruz genellikle, o kadar… Sana çok kı­rılmış olmalıyım ama yine de görüyorum işte…
Benim de çok yanlışlarım oldu, şimdi daha iyi anlıyorum. Ama bu yaşın deneyimine o zamanlar sahip değildim ki ve hiç kimse yaşamadan, denemeden bişeyi öğrenemez.
Kendine iyi bak, yaşamanı istiyorum.

Bütün kış böbreklerimden hastaydım ama, şimdi iyiyim.
Öperim…

Meral
7 Haziran 1983

Daha hesabı açmamışlar. Sanıyorum yarın açacaklar. Ahmet’le hesap numarasını yollarım.

Aziz Nesin Meral Çelen Mektuplaşmaları
Düşün Yayınları

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz