Ana Sayfa Aşk Mektupları Cemal Süreya’nın Aşk Dolu Ünlü Mektubu

Cemal Süreya’nın Aşk Dolu Ünlü Mektubu

0
Cemal Süreya’nın Aşk Dolu Ünlü Mektubu

Cemal Süreya Mektup ya da Şiirlerinde kaleme aldığı her satırda aşkı hissettirirdi.

Cemal Süreya: Aşkın Şairi. Cemal Süreya’nın yazdığı her satır aşkı içinde barındırır. Yaşadığı süre boyunca birçok kadına aşık oldu. Aşık olduğu kadınların hepsine unutulmaz satırlar yazdı.

Cemal Süreya için bazı kaynaklarda ‘aşık olmadan aşk şiiri yazan adam’ denir. Doğru bir tespit değildir bu. Kendisine bunun denmesinin en büyük nedeni ‘Üvercinka’ şiirini yazdığı kadındır. Sevdiği bu kadının adını asla vermez şair, onun yasaklı aşkıdır. Çoğu kaynakta ‘Üvercinka’nın evli olduğu ve bu aşkın hiç yaşanmadığı yazılır; bazı kaynaklar ise aşkın kısa sürdüğünü. Aşk, platonik olsa da aşk değil midir ya da hüsranla sonuçlansa da?

Cemal Süreya ilk evliliğini, ilk aşkı ile yapar. Seniha Hanım ile okulda tanışmışlardır; birbirlerine aşık olmuş ve evlenmişlerdir. Bu evlilikten bir kız çocuğu sahibi olan şair, evladı ile adeta aşk yaşamaktadır. Kızı Ayçe onun hayatının neşesidir; sıkıcı iş ortamı ve yorucu bir evliliğin ortasında yalnızca kızına olan aşkı onu hayatta tutar. Üvercinka hikayesinin Ayçe’nin doğumundan önce olduğu söylenmektedir. Uğruna şiirler yazdığı bu kadın Seniha Hanım’a öfke duygusu aşılamıştır. Seniha Hanım’ın kırgınlığı kızının doğumundan sonra da dinmez ve ayrılığa giden bir yola girilir.

Cemal Süreya eşinden ayrıldıktan sonra tek başına yaşamaya başlar. Bu yalnızlık sürecinde iş değiştirir. Maddi sıkıntılar ile boğuşan Cemal Süreya’nın alkol, sigara ve kahve alışkanlığı ivme kazanmıştır; tam da bu dönemde Zuhal ile tanışırlar. En başta çok yakın arkadaş olan bu ikili zaman içerisinde birbirlerine aşık olurlar. Bir evlilik yaparlar ve Mehmet adında bir erkek çocuğu sahibi olurlar. Aşkla başlayan evliliklerine Zuhal Hanım’ın hastalığı bir kara bulut gibi çökmüştür. Zuhal Hanım’ın hastalığı süresince 13 gün boyunca hastanede yatmıştır. Cemal Süreya, o dönemde eşine unutulmaz mektuplar yazmıştır ve bu mektuplar seneler sonra On Üç Günün Mektupları adıyla kitap olarak yayınlanmıştır. Zuhal Hanım ile olan evlilikleri hüsranla sonuçlansa da ve hatta oğulları Mehmet’in babasının ölümüne sebep olduğu iddiaları sıklıkla dile getirilse de Cemal Süreya’nın yazdığı o güzel satırları hiçbir gerçek gölgeleyememektedir.

cemal süreya ve eşi zuhal
Cemal Süreya ve Eşi Zuhal Tekkanat

Cemal Süreya’nın Zuhal Hanım’a Yazdığı Mektup

“Hayatımsın.

Bunu bilmeni isterim. En önce bunu bilmeni. Bir de şeyi bilmeni isterim: benden yanlış yere, yok yere kuşkulanıyorsun. Sana hiçbir zaman hainlik etmedim ben. Edemem. Kaç yıldır evliyiz, yan yanayız. Hâlâ başım dönüyor senlen, esrikim senlen, seviyorum seni. Her geçen gün daha büyük bir aşkla. N’olur, akkavakkızı, anla beni. Bu sevgimi hor görme. Kendininkine uydur, yakıştır.

Bu satırları ilk evimizin altındaki kahvede yazıyorum. Ve ben seni o ilk günlerdekinden daha büyük bir tutkuyla seviyorum.

Biz iki ayrı ırmak gibi ayrı yerlerden kopup geldik, kavuştuk bir noktada, yanı başımızdan küçük bir kol da alarak büyük bir nehir meydana getirdik; birlikte akıyoruz şimdi. Nicedir bu böyle. Hep de böyle olacak.

Denize dökülene, ölene dek. Bizim için tek koşul mutluluk olabilir. Hiçbir şey bozamaz birliğimizi. “Üçüz, gözüz biz.” Sen de öyle düşünmüyor musun? Ne tuhaf, son bir iki ayda seni, benden biraz uzaklaştın, araya mesafeler, tedirginlikler sokuyorsun diye düşünürken, o sırada sen de aynı şeyleri düşünüyormuşsun. Bunlar aşkın halleri, aşkın zaman zaman kişinin önüne çıkardığı ezinçler, üzünçler herhalde. Bunu böyle yorumlamak gerekir. Bir de seviyorum seni. Tek dalımsın. Memo’yla birlikte, ama ondan da öncesin. Bunu böylece bilesin. Bilinmelidir bu.

Kahvenin önünden otomobiller geçiyor. Bir tane de at arabası. Seni düşününce o atı da seviyorum. Çay içiyorum. Artık ıhlamur içeceğim. Ne yumuşak, çağrışımlı, bağışçı, düşcül şeydir ıhlamur. Evimizin önünde bir ıhlamur ağacı olsun. Sen saksıda da yetiştirebilirsin ıhlamuru. Gece yatakta Memo’yla hep seni konuştuk. Susunca seni sustuk. Uyuyunca seni uyuduk.

Akşamları eve döneyim, kapıyı sen aç: gözlerin… Aşk büyüdü, aşk!’’

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz