Isaac Newton kimdir?
Ünlü İngiliz fizikçi ve matematikçi Isaac Newton 1642’de Coltreworf’ta doğdu. Doğumundan 3 ay önce babası öldü, annesi yeniden evlendi. Newton daha çocuk denecek yaşlarda doğayı gözlemliyor, tahtadan oyuncaklar yapıyordu. Grantham’daki bir okula yazıldıysa da annesi sonraları evin geçimine katkıda bulunsun diye küçük Newton’u okuldan aldı, fakat daha sonraki yıllarda bir akrabası ondaki düşünce gücünü sezince annesine söyleyip, tekrar yakın civardaki okula kaydoldu. Ancak Newton sürekli annesi tarafından eve çağrılıyordu, doğru düzgün derslerine kafayı veremiyordu. Annesi de haksız değildi. Bu imkansızlıklar Newton’u daha çok kamçıladı.
Nihayet çevrede varlıklı bir yakını araya girerek tekrar Grantham’da ki okula kaydedildi. Ne var ki, pek başarı sağlayamıyordu, içine kapanık, zayıf bedenli, yoksul ve kendi halinde başı eğik olduğu için diğer çocuklar tarafından horlandı. Ama bu horlanma onda başarılı olma dürtüsü yarattı. Okulda hızla birinciliğe yüksel. Burayı bitirdikten sonra 19 yaşında Cambridge Üniversitesi’ne girdi. O sıralar ortalıkta dehşet bir hastalık kol geziyor, insanlığı kırıp geçiriyordu. Çok daha sonraları 1880’lerde yani 15 yıl sonra Pastör’ün çaresini bulacağı bu hastalık veba salgınıydı. Bütün okullar kapandı, halk panik içinde salgının geçmesini bekledi. Bu arada üniversite kapandı, İsaac Newton evine döndü. Tabiatın ortasındaki bahçeli evlerinde kendini yetiştirmeye koyuldu. Hatta denilebilir ki ünlü yerçekimi buluşunu burada yaptı.
Yerçekimi kanunu nasıl buldu?
Yerçekimi kanunu, Newton’un başından geçen ilginç bir olayla anlatılır. Ünlü Fransız şairi Voltaire, “Ağaçtan düşen elma hikâyesini Newton’un yeğeninden dinledim.” diyor ve devam ediyor: “Newton bir gün Woolshorpe’deki evinin bahçesinde, ağacın altında kitap okurken elma ağacının tepesindeki bir elma dalından koparak, kafasına ‘küt!’ diyerek düşer. Başını kaldırıp baktığında elmanın daha önce asılı bulunduğu dalın sallanıyor olduğunu görür. Demek ki rüzgâr veya başka bir güç dala kuvvet uygulayarak elmanın daldan kopmasına sebep olmuş, kopan elma başka destek bulamayınca boşta kalmamış, yere doğru düşmüş. İşte Newton’un yerçekimi kuvveti ile ilgili yazacağı yüzlerce bulgunun altyapısı bu.”
Matematiğe katkısı
Ergenlik döneminde, annesi iyi bir çiftçi olacağını düşünerek O’nu okuldan almıştır. Oğlunun yeteneklerinin başka konularda olduğu hususunda ikna oldu ve Newton on sekiz yaşında Cambridge Üniversitesine okumaya başladı. Üniversitede fen bilimleri ve matematik ile ilgili o dönem bilinen her şeyi çok çabuk öğrendi ve kısa bir zaman sonra kendi bağımsız araştırmalarına başladı. 21 ve 27 yaşları arasında geçen zamanda, daha sonra dünyayı komple değiştiren bilimsel teorilerin temellerini atmıştır.
Matematiğe en büyük faydası ise tahminen 23 – 24 yaşlarındayken integral hesabını bulmuş olmasıdır. Modern matematiğin en önemli kazanımı’ olan bu buluş, sadece modern matematik teorisini yetiştiren bir tohum değildir, aynı zamanda yokluğu ile modern bilimdeki pek çok gelişmenin de ortaya çıkamamasına neden olacak kadar elzem bir araçtı.
Newton, matematik alanında dünyanın başlangıcından kendi dönemine kadar yapılmış olanlardan daha fazlasını yapmıştır, diyor. Büyük Fransız bilim insanı Laplace bunları yazmıştır:
Mekanik Biliminin Temelleri
Onun meşhur “principia” adlı eseri mekânik bilimin temellerini oluşturmuştur. Hiçbir madde sağdan-soldan veya yukarıdan-aşağıdan bir kuvvet tarafından itilmediği sürece hareket etmez. Yani onun “eylemsizlik” ilkesine göre bir cismi harekete geçirmek için kuvvete ihtiyaç vardır. Bu buluş sabit gibi görünüyor ama öyle değil. İşin detayına inildiğinde -ki Newton “principia”da bu detaya iniyor- uçakların, füzelerin, uzay araçlarının nasıl yere kuvvet uygulayıp yukarıya doğru hızla fırladıklarını daha iyi anlarız. Newton “evrensel çekim kanunu” sayesinde ağaçtan düşen bir elmayla, Güneş etrafında belli yörüngelerde hareket eden gezegenlerin çekiminin aynı kütlesel çekim kanunundan kaynaklandığını buldu ve ispatladı.
Newton’un ışık üzerinde yaptığı çalışmalar da vardır. Örneğin, “Optick” adlı kitabından bugünkü optik kanunlarının temeli yatar. Newton güneşin içinde yeryüzündeki tüm renklerin saklı olduğunu söyler. “Güneş görüldüğü gibi sarı değil. İçinde insanlığın farkında olmadığı hatta çok ileriki zamanlarda da farkında olmayacağı acayip renkler var. Meselâ, gökkuşağı yağmurdan sonra güneşten süzülüp gökyüzünde asılı kalan birkaç renkten bazılarını içerir. Eğer bütün renkler elde edilip bir prizmadan geçirilirse güneş ışığı elde edilebilir.” diyor Newton.
Ne yazık ki söylediği ve ispat ederek açığa çıkardığı buluşları Fransız bilim adamları tarafından kabul edilmeyerek “ipe sapa gelmez şeyler” olarak nitelendirildi. Bir ara bunalıma girdi ama yakın dostu ünlü Halley kuyruklu yıldızını bulan Astronom John Halley ona destek oldu. Dostu Halley’in teşvikiyle dünyaca ünlü “Tabiat Felsefesinin Matematiksel İlkeleri” adlı eseri yazdı. Ünü tüm Avrupa’ya tamamen yayılmıştı. Kraliyet Bilim Akademisi, Newton’un makalelerini büyük bir heyecan içinde yayınlıyordu. Hatta Akademi üyeliğine ve Cambridge Üniversitesi’nde Parlamento üyeliğine getirildi. 1706’da kraliyet derneğinin başkanlığına seçildi. 1708’de kraliçe Anna tarafından “Sir” unvanıyla mükâfatlandırıldı.
Kilise ile ters düştü
İsaac Newton, yolun yarısı 35’e dayanmıştı. Daha henüz 20 yaşlarındayken ışık için “Madde mi rastlantı mı?” diye sorduğunda yanındaki kilise yetkilileri, “Ne diyorsun oğlum sen? Böyle saçma sapan şeylerle uğraşma!” deyip onu tersliyordu. Bu yüzden Newton, kilisenin bir çok ilkelerine karşı çıkıyordu. Örneğin üçlü birlik, Teslis inancını kabul etmiyor, böyle bir şey olamaz. Bu olsa olsa kutsal kitap incil’in yanlış yönlendirilmesi ve yorumlanmasında bu şekilde yüzyıllardır inanılmıştır. dediğinde de şimşekleri üzerine çekiyordu. “Tanrı ancak birdir, İsa ise onun ancak kulu ve elçisidir.” dedikçe kilise çileden çıkıyordu.
Yaratıcı hakkında düşünceleri
“Bana yaşamı neresine geldiğimi soruyorlar. Söyleyeyim. Bu güneş, gezegenler ve kuyruklu yıldızların ahenkli ve güzel sistemi ancak gücü her şeye yeten bir zatın irade ve kudretinden kaynaklanır. Allah ebedi ve sonsuzdur. O zaman ve mekan değildir. O hazır ve nazırdır. Kendimi çok mesut ve bahtiyar hissediyorum. Çünkü yaratıcının ne olduğunu, O’nun bize neler verdiğini ve bizim de gerek Ona, gerek birbirimize karşı ne gibi sorumluluklar taşıdığımızı kainatın güçlü ve muhteşem ışığı altında açıkça görebilirim. Geçmişe yanlış tanrılara inanlar gerçeklere gözlerini kapatmamış olsalardı güneşe, aya, ölmüş insanlara tapma gibi boş inançlar yerine gerçek yaratıcıya inanmayı öğrenebilirlerdi. Gerçekler nedir? Bilimdir, fendir, sonsuz evrendir.”
Dehasının sırrı
Önünde, dünyanın ceket iliklediği bu büyük deha, doğanın gizli kalmış yönlerini araştırma ve ortaya çıkarmakla Allah’ın gücünü dünyaya kanıtlamıştır. Şu sözleri manidardır: “Başkaları beni nasıl görüyor bilemem. Ben kendimi kumsal üzerinde dolaşan ve mide kabuklarıyla çakıl taşları toplayan bir çocuğa benzetiyorum. Bir büyük bilinmeyen deniz önümde yatıyor. Bu, yaratıcının büyük sırrıdır.”
Newton hiçbir zaman gururlanmaz, kendini övmezdi: “Ben ne yaptımsa benden önce gelen devlerin omuzlarında oturarak yaptım” demiştir.
Newton için ne dediler
Dünyaca ünlü iktisatçı Keynes, Newton için, “O dünyayı Babillerin, Sümerlerin gözüyle gören son büyük zekadır.” demiş. Gerçekten de İsak Newton ağzı kapalı biriydi, az konuşur, az yer, az uyurdu. Yaşamı boyunca sanki ışık yılı uzaklıkta yaşadı. Sürekli gözlemledi, sonuçlara vardı.
Ernest Mach ise, 1901 senesinde kaleme aldığı yazısında, Newton’dan günümüze kadar matematik ile ilgili yapılan her şey, mekaniğin Newton kanunları temel alınıp didaktif, formel ve matematiksel olarak geliştirilmesinden ibarettir. Yola çıktığı zaman bilimi, bazı kavramları ifade yeteneğine sahip olmak ile beraber tahmin yapma yeteneği kıt, birbirinden ayrı duran gerçekler ile kanunların bir karmaşası şeklinde bulmuştu. Bize fiziksel kavramların geniş bir aralığına uygulanabilen ve doğru tahminlere sahip olmak için kullanılabilen, bir araya getirilen bir kanun sistemi bırakmıştır.
Başlıca Eserleri :
* Method
* De Motu Corporum in Gyrum (1684)
* Philosophiae Naturalis Principia Mathematica (1687)
* Opticks (1704)
* Arithmetica Universalis (1707)
* An Historical Account of Two Notable Corruptions of Scripture(1754)