Romantik Aşk Mektupları
Herkes sevdiği insana duygularını daha iyi ifade edebilmek adına aşkının derinliğini anlatmak ister. Bir romantizm rüzgarı yaratıp mutluluğu zirveye tırmandırmayı hayal eder. Kimileri bunu şairane bir halde konuşarak, kimileri de şiirsel bir biçimde yazarak kanıtlamak ister.
Bazı insanlar toplumsal statü ve konumlarıyla yaşadıkları döneme olduğu kadar geleceğe de içinde bulundukları zaman diliminden yön verebilirler. Bir kral, bir lider, bir yazar, bir şair.. onlara ölümsüzlük payesini veren şey ise çoğu zaman tanrısal bir öz; hayal gücü. Unutulmaz kılan ise asla eskimeyecek eserler ve fikirler.
Edebi bir dünyada, düşünce ve fikir çarpışmalarından doğan bir çok esere imza atmış bu insanlar özel hayatlarında aşık oldukları, sevdikleri insanlara yazdıkları tutku dolu, sevme biçimiyle hayran bırakan mektuplarla da adeta bizlere sözcüklerin evreninde yepyeni dünyalar kurguluyor.
İste, bizi olduğumuzdan daha romantik ve aşk insanı olarak gösterecek bir kaç romantik aşk mektubu;
Napoleon’dan Josephine’e Aşk Mektubu
Seni terk ettiğimden beri sürekli depresyondayım. Benim mutluluğum senin yanında olmak. Sürekli olarak anılarımda dokunuşların, gözyaşların, sevecen istekliliğin ile yaşıyorum. Eşsiz aşkının tutuşmuş cazibesi kalbimde sürekli yanan ve parlayan bir alev… Seni ilk kez aylar önce sevdiğimi düşündüm, ama senden ayrıldığımdan beri seni binlerce kat daha fazla sevdiğimi hissediyorum. Seni tanıdığımdan beri her gün, sana daha çok hayran kaldım…
Napolyon Bonapart’ın Josephine’e Yazdığı Aşk Mektubu
Richard Burton’dan Elizabeth Taylor’a aşk mektubu
Kör gözlerim umutsuzca seni görmek için bekliyor. Farkında değilsin tabii ki. Daima ne kadar da büyüleyici bir şekilde güzelleştiğinin, ne kadar garip bir şekilde edinilmiş ve eklenmiş ve özel ve tehlikeli bir hoşluğa sahip olduğunun…
Robert Browning’den Elizabeth Barrett’a aşk mektubu
Bana öyle geliyor ki, hiçbir erkek için hiçbir kadın senin benim için ifade ettiğin değeri ifade etmedi. Dolgunluk boşlukla orantılı olmalı, bilirsin… Ve sadece arkasında ne olduğunu biliyorum. Uzun vahşi çiçek açmadan yükseldi…Ve bu gümüş selden önce siyah bir boşluk gibi, mutluluk kapasitesi. Bir rüyada gibi durmam ve kuşkulanmam harika değil mi? Bu sen misin, yoksa benim kendi kaderim mi? Hiç kimse aniden lambasız bir zindandan alınıp benim gibi başı dönmeden ve kalbi yerinden çıkmadan bir dağın zirvesine yerleştirildi mi? Ve sen beni daha çok seviyorsun, öyle mi? Kalbimin nasıl olduğunu sana nasıl kanıtlayabilirim? Hissettiğim gibi nasıl göreceksin?
Beethoven’dan Ölümsüz Sevgiliye Aşk Mektubu
Hâlâ yatakta olsan da, düşüncelerim sana çıkıyor, Ölümsüz Sevgili, sakin ol. Beni sev. Bugün. Dün. Sana karşı ne gözü yaşlı bir özlem. Sen. Sen. Hayatım. Her şeyim. Beni sevmeye devam et. Sevgilinin sadık kalbini asla yanlış yargılama. Daimasenin. Daima benim. Daima bizim.
Ölümsüz Sevgili: Beethoven’ın Tutkulu Aşk Mektupları
Winston Churchill’den Clementine Churchill’e
Tatlı kedi. Zihnimden önce yükselirken ovizyonunu öpüyorum. Sevgili kalbin sık sık kendi zihnime çarpıyor. Tanrı seni korusun sevgilim. Seni güvende ve sağlam tutsun.
Frederick Wentworth’tan Anne Elliot’a aşk mektubu
Ruhumu deliyorsun. Ben yarı acı, yarı umudum. Bana çok geç kalmadığımı, böyle değerli duyguların sonsuza dek gitmediğini söyle. Kendimi sana, sekiz buçuk yıl önce neredeyse kırdığın zamandan daha fazla kendi kalbimle sunuyorum.
Nathaniel Hawthorne’dan Sophia Peabody’ye aşk mektubu
Seni tanımadan önce – sevgine sahip olmadan önce nasıl sevdim! Sevgini, yok olabilecek her şey yok olduğunda dayanacak bir şey olarak görüyorum. Güvenim bazen korkuyla karışsa da, kendimi sevginden değersiz hissediyorum. Ama buna layıksam, beni daima seveceksin; ve içimde iyi ve saf bir şey varsa, seni hep sevdiğim tarafından kanıtlanacak.
John Keats’ten Fanny Brawne’a aşk mektubu
Aşkım beni bencil yaptı. Sensiz var olamam. Her şeyi unutuyorum ama seni tekrar görüyorum. Hayatım orada bir yerlerde duruyor gibi görünüyor. Daha fazlasını göremiyorum. Beni emdin. Şu an eriyip çözülüyormuşum gibi bir sansasyon var. Kendimi senden ayırmaktan korkmalıyım… Dinim için şehit olurdum. Aşk benim dinim. Bunun için ölebilirim. Senin için ölebilirim. Benim inancım aşk ve sen sadece inançsın. Karşı koyamayacağım bir güçle beni mahvettin.
Johnny Cash’ten June Carter Cash’e aşk mektubu
Hiçbir yazılı kelime derin, büyük sevgimi yeterince ifade edemez. Ne kadar harika olduğunu hepimiz biliyoruz. Biz, çocuklar ve baba senin kadar güçlü olmaya çalışacağız. Sana ve Tanrı’ya olan inancımız bizi koruyacaktır. Sana olan toplam sevgimiz sonsuz. Harika sevgimizle daima yanında olacağız.
Johnny Cash’in Mektubu Gelmiş Geçmiş En Büyük Aşk Mektubu Seçildi
Kral VIII. Henry’den Anne Boleyn’e aşk mektubu
Son mektuplarının içeriğini aklımda çevirip durduğumda, onları nasıl yorumlayacağımı bilmiyorum. Bazı yerlerde gösterdiğin gibi dezavantajım ya da anladığım gibi avantajım için olsa da büyük bir acı hissediyorum. Bazılarını anlasam da, ikimiz arasındaki aşkla ilgili fikrini açıkça bilmeme izin vermen için ciddiyetle yalvarıyorum.Bu cevabı almak benim için kesinlikle gerekli. Bütün bir yılı aşkın bir süredir sevgi okuyla doluyum. Kalbinde ve sevginde bir yer bulamama konusunda henüz emin değilim.
VIII. Henry’nin Anne Boleyn’e Aşk Mektupları
Jimi Hendrix’ten ‘’Küçük Kız’’a Aşk Mektubu
Küçük kız… Mutluluk içinde… Kalbindeki zincirlerin kilidini aç ve olduğun tatlı çiçek gibi büyümene izin ver… Cevabı biliyorum. Sadece kanatlarınıaç ve kendiniÖZGÜRbırak. Seni sonsuza dek seveceğim.
Juliette Drouet’ten Victor Hugo’ya aşk mektubu
Seni seviyorum çünkü seni seviyorum, çünkü seni sevmemek imkansız olurdu. Seni sorgulamadan, hesaplama yapmadan, iyi ya da kötü sebepsiz, sadakatle, tüm kalbim ve ruhumla ve tüm yetkim ile seviyorum. İnan, çünkü bu doğru. Eğer inanamıyorsan, ben senin tarafındayım, seni bunu yapmaya zorlamak için büyük bir çaba göstereceğim.
Victor Hugo; “Dün, Ölümü Büyük Bir Mutlulukla Karşılayabilirdim”