Ana Sayfa Makaleler Benjamin Franklin Kimdir? Benjamin Franklin Hakkında 11 Şaşırtıcı Gerçek

Benjamin Franklin Kimdir? Benjamin Franklin Hakkında 11 Şaşırtıcı Gerçek

0
Benjamin Franklin Kimdir? Benjamin Franklin Hakkında 11 Şaşırtıcı Gerçek

ABD’nin kurucularından Benjamin Franklin 17 Ocak 1706’da Boston’da doğdu. Amerikan bağımsızlığının mimarlarından biri olarak hizmet vermenin yanısıra, aynı zamanda bir bilim adamı, mucit, ressam, yazar, gazete sahibi ve Atlantik’in iki yakasında da ünlenmiş bir filozoftu. Birleşik Devletler’in orijinal Rönesans adamı hakkındaki az bilinen 11 gerçeğe bir göz atın.

Sadece iki sene örgün öğrenim gördü.

Çağının en zeki Amerikalısı olarak görülen adam sınıfın içini çok az gördü. Franklin, ailesinin mum ve sabun yapma işine katılmadan önce Boston Latin School ve özel bir akademide sadece iki sene geçirdi. 12 yaşındayken, erkek kardeşi James tarafından işletilen bir matbaa dükkanında sözleşmeli bir çırak olarak çalışıyordu. Genç Benjamin eğitim öğrenim konusundaki eksikliğini kazandığı ufak miktarda parayı kitaplara harcayarak, yeni ciltlere para yetiştirmek için sık sık aç kalarak telafi ediyordu. Aynı zamanda yazı yazma yeteneğini deneme ve makaleler okuyarak, sonra da onları aklından tekrar yazarak biledi. Tamamen kendi kendini eğitmiş olmasına rağmen Franklin, sonradan Pensilvanya Üniversitesi olacak okulu kurmaya yardım etti ve Harvard, Yale, William ve Mary Üniversitesi, St. Andrews Üniversitesi ve Oxford’dan fahri dereceler aldı.

Franklin genç yaşlarda ünlü bir yazar olmuştu.

Erkek kardeşi James 1720’lerde the New England Courant adında haftalık bir gazete kurduktan sonra, 16 yaşındaki Franklin “Silence Dogood” (moda ve evlilikten kadın hakları ve dine kadar pek çok konuda sadece düşünceler beyan eden uydurma bir dul karakter) olarak gizlice deneme ve tefsirler göndermeye başladı. Yazdıkları büyük ölçüde popülerdi ve Mrs. Dogood çok geçmeden Boston’ın gözde bekarlarından evlilik teklifleri almaya başladı. Frankin kendini yazar olarak ifşa etmeden önce tam 14 tane Dogood yazısı kaleme aldı, birçoğu kıskanç kardeşini sıkıntıya sokuyordu. James’in çırağı olarak göğüs gerdiği bütün zahmet ve bozgunlardan bıkmış bir şekilde, genç yetenek bir sonraki yıl Boston’dan kaçtı ve Philadelphia’ya, hayatının geri kalanında evi olarak kalacak olan şehre yerleşti.

Hayatının yarısını gayriresmi bir emekli olarak geçirdi.

Frankin 1723’te Pensilvanya’ya neredeyse meteliksiz bir vaziyette vardı, ama sonraki yirmi yılda bir matbaa dükkanı sahibi, arsa spekülatörü ve ünlü “Poor Richard’s Almanack”ın [Zavallı Richard’ın Yıllığı] yayımcısı olarak çok büyük ölçüde varlıklı hale geldi. 1748’te, 42 yaşındaki Benjamin matbaacı önlüğünü bırakacak ve boş vakitlerin efendisi olacak kadar zengindi. Franklin’in emekliliği, kalan 42 yılını bilimle uğraşarak geçirmesine ve paratoner, çift odaklı gözlük camı ve daha verimli sobalar gibi icatlar tasarlamasına olanak sağladı. Bu aynı zamanda kendisini kamu hizmetine adama özgürlüğünü de ona bahşetti. Makamlara seçilmek için hiç adaylığını koymamasına rağmen, ilk ABD Kıtasal Kongresi’nde ve Anayasa Toplantısı’nda temsilci olarak, Fransa ve İsveç diplomatı ve elçisi olarak, ilk posta bakanı olarak ve Pensilvanya Yüce İcra Konseyi’nin ilk başkanı olarak hizmet verdi.

Franklin, Mozart ve Beethoven tarafından kullanılan bir müzik aleti tasarladı.

Franklin’in en alışılmadık icatları arasında “cam armonikası”, ıslak bir parmağın cam kenarına sürtüldüğüne çıkardığı neredeyse başka dünyayı ait bir sesi taklit etmek için tasarlanmış bir enstrüman var. İlk prototipini 1761’de, Londralı bir camcıya 37 tane değişik boyutlarda ve ses aralıklarında cam daireler yaptırarak oluşturdu, sonradan bunları bir ayak pedalı ile kontrol edilen bir makara üstüne monte etti, kullanan kişi sadece parmaklarını ıslatır ve aparatı yönlendirdikten sonra cam parçalarına dokunur ve böylece ayrı ayrı tonlar ya da melodiler yaratırdı. Bu armonika sonraki 18. ve 19. yüzyıllarda kaydadeğer bir seri üretime girecekti. Binlerce üretildi ve Mozart, Beethoven ve Strauss gibilerin hepsi bu aletle çalınacak besteler oluşturdular. Franklin sonra şunu yazacaktı, “Bütün icatlarım arasında, cam armonika bana en büyük kişisel tatmini verdi.”

İsteksiz bir devrimciydi.

Franklin, kurucular arasında İngiltere’den tamamen ayrılma konusunda desteğini açıklayan son kişiler arasındaydı. Londra’da yedi sene yaşamış ve kraliyet görüşmeleri yapmış biri olarak, ayrılmak yerine barışçıl bir uzlaşma sağlanması ve kraliyetin bütünlüğünün korunması için çabaladı, bir keresinde şöyle yazmıştı, “haklara uzatılan her el bir isyan çıkarmaya değmez.” 1773’te Boston Çay Partisi olayı yaşandığında bunu “tarafımızca yapılan şiddetli bir adaletsizlik” olarak nitelendirdi ve Doğu Hindistan Şirketi’ne zaiyatının bedelinin ödenmesi gerektiği konusunda ısrar etti. Franklin, Birleşik Devletler’e 1775’te İkinci ABD Kıtasal Kongresi için döndüğünde monarşi hakkındaki olumlu fikirlerini neredeyse kaybetmişti fakat Kral 3. George’a olan eski desteği birçok vatansever arkadaşının şüpheye düşmesine neden oldu. Amerikan Bağımsızlığı’na olan desteğini kamuoyuna bildirmeden önce birkaç kişi bir onun İngiliz ajanı olabileceğinden bile şüphelenmişti.

Franklin, fonetik alfabeyi yarattı.

1768’de Londra’da yaşarken, Franklin “alfabeye daha doğal bir düzen vermek adına” bir projeye girişti. İngilizce hecelemedeki birçok tutarsızlıktan rahatsız olarak gereksiz  C, J, Q, W, X ve Y ünsüz harflerini kullanmayan kendi fonetik düzenini tasarladı ve her biri kendi spesifik hece sesini temsiz etmek üzere altı yeni harf ekledi. Franklin “Yeni Bir Alfabe Düzeni ve Hecelemenin Düzeltilmesi” projesini 1779’da yayımlanan bir makalesinde açıkladı fakat çoğunluk tarafından ilgi toplamayınca projeyi iptal etti.

Oğlu Britanya yönetimine oldukça sadıktı.

Karısı Deborah Read’ten olan iki çocuğunun yanısıra, Franklin aynı zamanda 1730’larda William adını verdiği gayrimeşru bir çocuğa da babalık yaptı. İkili bir zamanlar yakın arkadaş ve partnerdi -William, Franklin’e o ünlü uçurtma deneyinde yardım etmişti-  fakat sonradan Amerikan Devrimi’nin üzerine büyük bir ayrılığa düştüler. Franklin anavatandan ayrılma safında yer alırken, William yurtseverleri şiddetli bağnazlar olarak damgalayan sadık bir muhafazakâr olarak kaldı ve New Jersey kraliyet valisi makamından istifa etmeyi reddetti. Devrime karşı çıktığı için kolonilerdeki bir hapishanede iki sene geçirdi ve sonra savaşın sonunda İngiltere’ye taşınmadan önce kraliyete bağlı bir grubun lideri oldu. Yaşlanan Franklin oğlunu “ona karşı silahlandığı için” asla affetmedi. William’ı neredeyse vasiyetinin bile dışında bıraktı  ve şunları söyledi, “Son savaşta bana karşı geldiği zaman… Bu ona neden beni mahrum bırakmaya çalıştığından daha fazla varlık bırakmadığımı açıklayacaktır.”

Franklin, Fransa’da bir moda ikonuydu.

1776’de ABD Kıtasal Kongresi, Franklin’i devrim için askeri yardım aramak amacıyla Fransa’ya gönderdi. 70 yaşındaki Franklin yıldırım deneylerinden dolayı zaten dünya çapında ünlüydü -Fransızlar elektrik deneyleri yapan kişilere “Franklinistler” demeye bile başlamışlardı- ama Paris’e vardıktan sonra ünü başka bir seviyeye ulaştı. Franklin, Fransızların Amerikanlara dair olan sınır bölgesindeki köylü adam algısından istifade ederek sade giyindi ve kürk bir şapka taktı, bu kısa zamanda onunla özdeşleşti ve sayısız Fransız portresinde ve madalyonunda bu şekilde yer aldı. Kadınların kanı “coiffure a la Franklin” denen ve kürk şapkayı büyük peruklarla taklit eden bir stile bile ısındı. Birleşik Devletler ve Fransa arasında 1778’de bir antlaşma imzalanırken Franklin kürklü şapkasını beyaz bir şapkayla değiştirdiğinde beyaz renkli şapka aniden Paris erkekleri arasında moda oldu.

Sonraki yıllarında köleliğin kaldırılması gerektiğini savundu.

Franklin hayatı boyunca ikisi de evinde hizmetkar olarak çalışmış iki köleye sahipti, ama yaşlandığında köleliğin Amerikan Devrimi’nin prensipleriyle çakışan adi bir müessese olduğuna kanaat getirdi. Pensilvanyalı kölelik karşıtı bir topluluğun başkanı olarak yönetimi 1787’de  devraldı ve 1790’da kongreye “bu özgürlük dolu topraklarda yalnız olup daimi kölelikle aşağılanmışlara” özgürlük bahşetmeyi teşvik eden bir dilekçe sundu. Dilekçesi gözardı edilen Franklin birkaç ay sonraki ölümüne kadar mücadelesine devam etti ve hatta vasiyetinde kızının ve üvey oğlunun miraslarını alabilmek için kölelerini özgür bırakması gerektiğini bile yazmıştı.

Franklin, Boston ve Philadelphia’ya vasiyet olarak alışılmadık bir hediye bıraktı.

Nisan 1790’da öldüğünde Franklin, doğum yeri olan Boston’a ve sonradan evi olarak gördüğü Philadelphia’ya 2000 pound miras bıraktı. Fakat bu bağış alışılmadık bir ikazla geldi: ilk 100 yıl boyunca para bir fona yerleştirilecek ve sadece yerli tüccarlara kredi sağlamak için kullanılacaktı. O zaman bir bölümü harcanabilirdi ama kalanı başka bir 100 sene boyunca yasak bölgede kalacaktı ve 100 yıl sonra şehirler uygun gördükleri takdirde bunu kullanabilirlerdi. Boston ve Philadelphia, Franklin’in isteğinden sapmadı ve 1990’dan sonra varlıkları sırasıyla 4.5 milyon dolar ve 2 milyon dolar ediyordu. İki şehir de o zamandan beri Philadelphia’daki Franklin Institute’u ve Boston’daki Benjamin Franklin Institute of Technology’i finanse etmeye yardımı olması için buradan gelen parayı kullandılar. Philadelphia aynı zamanda parasının bir kısmını ticaret okullarına giden öğrencilere burs vermek için ayırdı.

International Swimming Hall of Fame’in bir üyesi.

Franklin, Boston’daki çocukluk yıllarında başlayan ve hayatı boyunca devam eden bir yüzme aşkına sahipti. İlk icatlarından biri kendini ileri doğru götürmek için Charles nehrinde kullandığı tahta el kürekleriydi, ve bir keresinde suda seke seke gitmek için uçurtma kullandığını yazmıştı. 1720’lerde İngiltere’de yaşarken, Thames’teki bir dalış sırasında öyle etkileyici bir kulaç dizisi sergiledi ki bir arkadaşı kendi yüzme havuzunu açması için ona yardım teklif etti. Franklin teklifi reddetti, ama hayatının geri kalanı boyunca yüzme eğitiminin bir destekçisi olarak kaldı, bir keresinde şöyle yazdı, “her ebeveyn yüzme konusunda yetenekli bir çocuğa sahip oldukları için memnun olurdu.” Suyla ilgili girişimleri ona o zamandan beri International Swimming Hall of Fame’e onursal giriş kazanmasını sağladı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz