Perşembe, Ekim 10, 2024

Kritisizm Nedir? Kritisizm Temsilcileri Kimlerdir?

-

- Advertisement -

Kritisizm, düşünsel ve felsefi bir yaklaşım olup, herhangi bir konuyu ele alırken mantıksal ve eleştirel bir yaklaşım benimseyerek gerçekleri ve bilgileri araştırır ve doğruluğunu sorgular. Kritisizm, özellikle bilimsel düşüncenin temelinde yer alır ve felsefe, sosyal bilimler, sanat ve diğer birçok alanda kullanılır.

Kritisizm, temel olarak bir düşünce yapısı olarak ortaya çıkar ve birçok farklı öğretisi bulunur. Ancak genel olarak kritisizm, doğru bilgi ve gerçekleri bulma çabasıdır. Bu doğru bilgiyi bulmak için, bireylerin ön yargılarından kurtulması ve ön kabul ve inançlardan arınması gerekir. Bu amaçla, kritisizm, veriye dayalı ve eleştirel bir bakış açısı benimser.

Kritisizm Nedir?

Kritisizm, bilginin kaynaklarına ve doğruluğuna da odaklanır. Kritik düşünce, herhangi bir bilgiyi kabul etmeden önce, bilginin kaynağını, doğruluğunu ve güvenilirliğini sorgular. Bu, bireylerin yanlış veya yanıltıcı bilgilerden kaçınmasına ve gerçekleri bulmalarına yardımcı olur.

- Advertisement -

Kritisizm, bilgi ve gerçekleri sorgulamanın yanı sıra, farklı düşünceleri açık fikirli bir şekilde ele almaya ve çeşitliliği kabul etmeye de odaklanır. Bu, insanların farklı bakış açılarından ve deneyimlerinden faydalanarak daha kapsamlı bir anlayış elde etmelerini sağlar.

Sonuç olarak, kritisizm, herhangi bir konuda eleştirel ve mantıksal bir yaklaşım benimseyerek gerçekleri ve bilgileri araştıran bir felsefi düşünce yapısıdır.

Kritisizm Temsilcileri Kimlerdir?

Kritisizm, felsefe tarihinde birçok temsilci tarafından ele alınmış ve geliştirilmiştir. Bu temsilcilerden bazıları şunlardır:

  • René Descartes: Descartes, kritisizmin en önemli temsilcilerinden biridir. “Cogito ergo sum” (Düşünüyorum, öyleyse varım) düşüncesi ile bilginin sorgulanması ve doğruluğunun araştırılması üzerine önemli çalışmalar yapmıştır. Descartes, bireyin akıl yoluyla gerçekleri keşfetmesi gerektiğini savunmuştur.
  • Immanuel Kant: Kant, kritisizmi felsefe tarihinde önemli bir aşamaya taşımıştır. Kendi dönemindeki tartışmaları ve eleştirileri eleştiren Kant, kritisizmin sınırlarını ve doğru bilginin kaynaklarını araştırmıştır. Kant, bilginin kaynaklarını duyum (empiri) ve aklın (raziyon) sentezine dayandırmıştır.
  • Friedrich Nietzsche: Nietzsche, kritisizmin sınırlarını aşmak ve yaratıcılığı teşvik etmek için çabalamıştır. Nietzsche, insanın güç arayışına vurgu yaparak, insanın kendini aşabileceğine ve yeni bilgi ve gerçekler keşfedebileceğine inanmıştır. Ayrıca, kritik düşüncenin insanların düşüncelerini özgürleştirebileceğine ve bireysel özgürlüğü teşvik edebileceğine de inanmıştır.
  • Karl Popper: Popper, bilimsel yöntemin kritik bir yaklaşımla ele alınması gerektiğine inanan bir felsefeci ve bilim adamıdır. Popper, bilimsel teorilerin doğruluğunu kesin bir şekilde kanıtlayamayacağımızı, ancak yanlış olduklarını göstermenin mümkün olduğunu savunmuştur. Bu nedenle, Popper, bilimin eleştirel düşünce ve sorgulama sürecinde gelişebileceğine inanmıştır.
  • Michel Foucault: Foucault, kritisizmi, bilgi ve iktidar arasındaki ilişkileri inceleyerek ele almıştır. Foucault, bilginin iktidar tarafından kullanıldığını ve bu nedenle kritik düşüncenin iktidarın sorgulanmasında önemli bir araç olduğunu savunmuştur. Ayrıca, Foucault, kritik düşüncenin farklı toplumsal grupların perspektiflerini anlamak ve farklılıkları kabul etmek için kullanılabileceğine de inanmıştır.
  • Richard Rorty: Rorty, kritisizmin postmodern bir yaklaşma ile yeniden ele alınması gerektiğine inanan bir felsefeci ve düşünürdür. Rorty’ye göre, kritik düşünce, nesnel gerçekliği keşfetmek için değil, insanların birbirlerini anlamalarını sağlamak için kullanılmalıdır. Rorty, insanların düşüncelerini, değerlerini ve inançlarını değiştirmeleri gerektiğini savunarak, kritik düşüncenin insanların kendilerini ve dünyayı nasıl gördüklerini değiştirebileceğine inanmıştır.
  • Jacques Derrida: Derrida, kritisizmin postmodern bir yaklaşımı olan dekonstrüksiyonu geliştirmiştir. Derrida’ya göre, dil ve yazı, gerçeğin tek bir nesnel temsilini sağlamaz, ancak insanların düşüncelerini ve anlamalarını şekillendirir. Derrida, dilin ve yazının eleştirel bir şekilde incelenmesiyle, toplumsal yapıların sorgulanmasının ve değiştirilmesinin mümkün olduğunu savunmuştur.
  • Simone de Beauvoir: Beauvoir, kritisizmi feminizm perspektifi ile ele almış ve cinsiyet eşitliği için savaşmıştır. Beauvoir, kadınların toplumsal cinsiyet rolleri tarafından sınırlanmasının ve baskılanmasının sorgulanması gerektiğini savunmuştur. Kritik düşüncenin, kadınların kendilerini ve toplumsal cinsiyet rollerini sorgulamalarına yardımcı olabileceğine inanmıştır.

Bu temsilcilerin farklı bakış açıları ve yaklaşımları olsa da, hepsi kritik düşünceyi merkezine almış ve bilginin doğruluğunu sorgulama, eleştirel bir yaklaşım benimseme ve toplumsal yapıların sorgulanması ve değiştirilmesi için önemli bir araç olarak görülmüştür.

- Advertisement -

Kritisizm Kurucusu

Kritisizm akımının kurucusu olarak kabul edilen kişi, Alman filozof Immanuel Kant’tır. Kant, 22 Nisan 1724 tarihinde Prusya’da doğmuş ve 12 Şubat 1804 tarihinde ölmüştür. Felsefi düşüncelerinde eleştirel düşüncenin ve bilimsel yöntemin önemini vurgulamıştır.

Kant, “Kritik Düşünce” adlı eseriyle Kritisizm akımının temelini oluşturmuştur. Felsefeye eleştirel bir yaklaşım getirerek, doğru bilgiye ulaşmak için insan aklının sınırlarını ve bu sınırların bilgiye etkisini ele almıştır. Kant’a göre, insan aklı sınırlıdır ve gerçeği tam olarak kavrayamaz. Bu nedenle, insan aklıyla doğru bilgiye ulaşmak mümkün değildir. Bunun yerine, Kant, “a priori” bilgilerin var olduğunu ve bu bilgilerin akıl yoluyla çıkarılabileceğini savunmuştur.

Kant’ın düşünceleri, felsefe tarihi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Kant, sonraki felsefi akımları da etkilemiştir ve Kritisizm, günümüzde hala etkisini sürdürmektedir.

- Advertisement -

Kritisizm’in TDK Anlamı Nedir?

Kritisizm, TDK’nin açıklamasına göre, her türlü düşünce, inanç ve görüşün eleştirel bir yaklaşımla sorgulanması, araştırılması ve değerlendirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu yaklaşım, bilginin doğruluğunu sorgulama, yanlış ve yanıltıcı düşünceleri eleme, doğru ve gerçek düşünceleri ortaya çıkarma amacı taşır. Kritisizm, bilimsel yöntemin temelinde yer alan eleştirel düşünceyi benimser ve düşünceyi özgürleştirme, bilgiyi güncelleme ve toplumsal yapıların sorgulanması ve değiştirilmesi için önemli bir araç olarak kabul edilir. Kısaca Kritisizm, Eleştiricilik demektir.

Eleştiricilik Ne Demek?

Eleştiricilik, her türlü düşünce, inanç ve görüşün eleştirel bir yaklaşımla sorgulanması, araştırılması ve değerlendirilmesi olarak tanımlanabilir. Bu yaklaşım, bilginin doğruluğunu sorgulama, yanlış ve yanıltıcı düşünceleri eleme, doğru ve gerçek düşünceleri ortaya çıkarma amacı taşır.

Eleştiricilik, aynı zamanda bir felsefi akım olarak da bilinir ve Kant’ın eleştirel felsefesi ile ilişkilidir. Kant, eleştirel düşünceyi, her şeyi sorgulama ve bilginin doğruluğunu araştırma amacıyla benimsemiştir. Eleştiricilik, bilginin sorgulanması ve doğruluğunun araştırılması yoluyla bilgiyi güncelleme ve toplumsal yapıların sorgulanması ve değiştirilmesi için önemli bir araç olarak kabul edilir.

Eleştiricilik, farklı disiplinlerde ve alanlarda kullanılabilir ve her türlü düşünce, inanç ve görüşün eleştirel bir şekilde incelenmesine olanak sağlar. Eleştiricilik, sadece felsefi ve akademik tartışmalarda değil, aynı zamanda günlük hayatta da uygulanabilir bir yaklaşımdır ve insanların düşüncelerini, inançlarını ve eylemlerini eleştirel bir şekilde sorgulamalarına yardımcı olabilir.

Kritisizm Akımı Özellikleri Nelerdir?

Kritisizm akımı, eleştirel düşüncenin önemini vurgulayan ve her türlü düşünceyi eleştirel bir yaklaşımla sorgulayan felsefi bir akımdır. Kritisizm akımının özellikleri şunlardır:

  1. Eleştirel Düşünce: Kritisizm akımı, eleştirel düşünceyi temel alır ve her türlü düşünceyi sorgulamayı önemser. Akım, bilginin doğruluğunu sorgulama, yanlış ve yanıltıcı düşünceleri eleme, doğru ve gerçek düşünceleri ortaya çıkarma amacı taşır.
  2. Bilimsel Yaklaşım: Kritisizm akımı, bilimsel yöntemi benimser ve bilginin doğruluğunu araştırma, yanlış bilgileri eleme ve doğru bilgileri ortaya çıkarma amacıyla kullanır.
  3. Toplumsal Eleştiri: Kritisizm, toplumsal yapıların eleştirel bir şekilde sorgulanması ve değiştirilmesi gerektiğine inanır. Bu nedenle, toplumsal eleştiriyi ve sosyal adaleti önemser.
  4. Açık Fikirlilik: Kritisizm, her türlü düşünceye açık fikirlilikle yaklaşır ve herhangi bir dogmatik inanca karşı çıkar. Eleştirel düşünceye dayanarak, herhangi bir düşünceyi veya inancı sorgular ve eleştirir.
  5. Yenilikçilik: Kritisizm akımı, bilgiyi güncelleme ve yenilikçi düşünceler geliştirme amacı taşır. Eleştirel düşünce, bilgiyi sürekli olarak güncelleme ve yenilikçi fikirler geliştirme amacı taşır.
  6. Bireysellik: Kritisizm akımı, bireysel özgürlüğü ve bireysel düşünceyi önemser. Bu nedenle, her bireyin kendi fikirlerini sorgulama ve eleştirme hakkı olduğuna inanır.

Kritisizm akımı, farklı disiplinlerde ve alanlarda kullanılabilir ve her türlü düşünce, inanç ve görüşün eleştirel bir şekilde incelenmesine olanak sağlar. Eleştirel düşüncenin önemini vurgulayan bu akım, insanların düşüncelerini, inançlarını ve eylemlerini eleştirel bir şekilde sorgulamalarına yardımcı olabilir.

Kritisizm Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Kritisizm, Aydınlanma Çağı’nın felsefi bir akımıdır. Bu akım, Batı Avrupa’da 18. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Kritisizm, Fransız Aydınlanması ve Alman felsefesi gibi düşünce akımlarının birleşmesiyle ortaya çıkmıştır. İşte Kritisizm’in ortaya çıkışı hakkında daha detaylı bilgi:

  1. Aydınlanma Çağı: Kritisizm akımı, Aydınlanma Çağı’nın bir ürünüdür. Bu dönemde insanlar, akıl yürütme ve mantıksal düşünme gibi şeylere daha fazla önem vermeye başladılar. Aydınlanma Çağı, bilimin, teknolojinin ve rasyonalizmin gelişmesine tanıklık etti.
  2. Fransız Aydınlanması: Kritisizm akımının ortaya çıkmasında Fransız Aydınlanması’nın etkisi büyüktür. Fransız filozoflar, insanların özgürlüklerini ve haklarını savundular. Eleştirel düşüncenin önemini vurgulayan bu akım, felsefe, edebiyat, sanat ve diğer alanlarda birçok yeniliğe öncülük etti.
  3. Alman Felsefesi: Kritisizm akımı, Alman felsefesi geleneğinden de etkilendi. Alman filozoflar, eleştirel düşüncenin önemini vurguladılar ve bilimsel yöntemin kullanımını teşvik ettiler. Immanuel Kant, bu alanda öne çıkan isimlerden biridir ve eleştirel felsefenin kurucularından biridir.
  4. Eleştirel Düşünce: Kritisizm, eleştirel düşüncenin önemini vurgular. Bu düşünce tarzı, doğru bilgiye ulaşmak için her türlü düşünceyi sorgulama ve eleme amacını taşır. Bu nedenle, Kritisizm, bilgiye ulaşmak için bilimsel yöntemi benimser ve insanların düşüncelerini sorgulamasını teşvik eder.
  5. Felsefi Tartışmalar: Kritisizm, felsefi tartışmaların yaşandığı bir dönemde ortaya çıkmıştır. Bu dönemde birçok felsefi tartışma yaşanmış ve yeni felsefi görüşler ortaya atılmıştır. Kritisizm de bu dönemde ortaya çıktı ve eleştirel düşünceyi savunan bir akım olarak kendini kabul ettirdi.

Kritisizm, Aydınlanma Çağı’nın etkisi altında ortaya çıkan bir akımdır. Fransız Aydınlanması ve Alman felsefesi gibi düşünce akımlarının birleşmesiyle ortaya çıkan Kritisizm, eleştirel düşünceyi ön plana çıkaran ve doğru bilgiye ulaşmak için her türlü düşünceyi sorgulama ve eleme amacını taşıyan bir felsefi akımdır. Kritisizm’in ortaya çıkışında, felsefi tartışmaların yaşandığı bir dönem de etkili olmuştur. Bu akımın özellikleri arasında bilimsel yöntemi benimsemesi, insanların düşüncelerini sorgulamasını teşvik etmesi ve eleştirel düşünce tarzını savunması sayılabilir. Kritisizm, günümüzde de hala etkisini sürdüren ve felsefi düşüncelerin gelişiminde önemli bir rol oynayan bir akımdır.

Emannuel Kant ve Kritisizm

Kritisizm’in en önemli temsilcilerinden biri olan Emmanuel Kant, felsefi düşüncelerinde eleştirel düşüncenin ve bilimsel yöntemin önemini vurgulamıştır. Kant, felsefeye eleştirel bir yaklaşım getirerek, doğru bilgiye ulaşmak için insan aklının sınırlarını ve bu sınırların bilgiye etkisini ele almıştır. Kant’ın “Kritik Düşünce” adlı eseri, Kritisizm akımının temelini oluşturmuştur.

Kant’a göre, insan aklı sınırlıdır ve gerçeği tam olarak kavrayamaz. Bu nedenle, insan aklıyla doğru bilgiye ulaşmak mümkün değildir. Bunun yerine, Kant, “a priori” bilgilerin var olduğunu ve bu bilgilerin akıl yoluyla çıkarılabileceğini savunmuştur. Bu nedenle, Kant, bilginin kaynağının deneyim değil, insan aklının kendisi olduğunu iddia etmiştir.

Kant, eleştirel düşüncenin önemini vurgulayarak, insanların düşüncelerini sorgulamasını teşvik etmiştir. Kant’a göre, doğru bilgiye ulaşmak için her türlü düşünce ve fikir sorgulanmalı ve eleştirilmelidir. Bu şekilde, insanlar gerçeğe daha yakın bir şekilde ulaşabilirler.

Kant’ın Kritisizm felsefesi, felsefe tarihi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Kant’ın düşünceleri, sonraki felsefi akımları da etkilemiştir. Kritisizm, günümüzde de hala etkisini sürdürmektedir ve eleştirel düşüncenin önemini vurgulamaktadır.

Septisizm ve Kritisizm Arasındaki Farklar

Skeptisizm ve kritisizm, ikisi de bilgi ve gerçeklikle ilgili soruların sorgulanmasını teşvik eden felsefi akımlardır. Ancak aralarında bazı farklılıklar vardır. İşte skeptisizm ve kritisizm arasındaki farklar:

  1. Hedefleri: Skeptisizm, insan bilgisinin mümkün olan en yüksek düzeyde şüpheyle karşılanması gerektiğini savunurken, kritisizm bilgi ve gerçeklikle ilgili soruların sorgulanmasını ve eleştirilmesini teşvik eder.
  2. Yöntemleri: Skeptisizm, herhangi bir konuda kesin bir bilginin olamayacağını savunan şüpheci bir yaklaşımdır. Kritisizm ise, insan düşüncesinin sınırlarını anlamak ve bilgiye ulaşmak için eleştirel bir yaklaşım benimser.
  3. Sonuçları: Skeptisizm, sonuç olarak hiçbir bilgiye tam olarak inanmayı reddederken, kritisizm bilgiye sorgulayıcı bir yaklaşım benimser. Bu, insanların bilgiye karşı daha eleştirel ve sorgulayıcı bir yaklaşım benimsemelerine yardımcı olabilir.
  4. Felsefi Arka Plan: Skeptisizm, antik Yunan filozoflarından gelen bir felsefi akımdır ve en ünlü temsilcileri arasında Pyrrho, Sextus Empiricus ve David Hume yer alır. Kritisizm ise, 18. ve 19. yüzyıllarda ortaya çıkan bir akımdır ve Immanuel Kant, Friedrich Nietzsche, Karl Marx ve Michel Foucault gibi filozoflar tarafından savunulmuştur.
  5. Bilgi Anlayışı: Skeptisizm, insan bilgisinin sınırlarına vurgu yaparken, kritisizm insan bilgisinin sınırlarını anlamak ve bu sınırları aşmak için eleştirel bir yaklaşım benimser. Bu nedenle, kritisizm, bilgiye daha kapsamlı bir bakış açısı sunar.

Özetlemek gerekirse, skeptisizm, herhangi bir kesin bilginin olamayacağına inanan şüpheci bir yaklaşımdır. Kritisizm ise, insan düşüncesinin sınırlarını anlamak ve bilgiye ulaşmak için eleştirel bir yaklaşım benimser.

Kritisizme Göre Bilginin Kaynağı Nedir?

Kritisizm’e göre bilginin kaynağı, deneyim ve akıl yoluyla elde edilen bilgilerdir. Ancak Kritisizm, deneyim ve akıl yoluyla elde edilen bilgilerin her zaman doğru ve kesin olmadığını savunur. Bu nedenle, Kritisizm’e göre, doğru bilgiye ulaşmak için eleştirel düşünce tarzı kullanılmalıdır.

Kritisizm’e göre, insan aklı sınırlıdır ve gerçeği tam olarak kavrayamaz. Bu nedenle, bilgiye ulaşmak için insan aklı yetersiz kalabilir. Kant’a göre, “a priori” bilgilerin var olduğu ve bu bilgilerin akıl yoluyla çıkarılabileceği savunulmuştur. Bunun yanı sıra, Kritisizm’de, toplumun ve kültürün etkisi de bilgiye ulaşmada önemli bir faktördür.

Kritisizm, bilginin kesin doğruluğuna şüpheyle yaklaşır ve her türlü düşünceyi sorgular. Kritisizm, doğru bilgiye ulaşmak için eleştirel düşünce tarzının kullanılması gerektiğini savunur. Bu nedenle, Kritisizm’de bilginin kaynağı, sürekli sorgulama ve eleme süreciyle doğruya yaklaşmaktır.

Kritisizm Temsilcilerinin Eserleri

Kritisizm akımının önde gelen temsilcilerinin popüler söz ve eserlerinden bazıları şunlardır:

  1. Immanuel Kant – “Saf Aklın Eleştirisi” (1781), “Pratik Aklın Eleştirisi” (1788), “Din Felsefesinin Eleştirisi” (1793), “Genel Mantık ve Transandantal Mantık Üzerine Prolegomena” (1783)
  2. Friedrich Nietzsche – “Böyle Buyurdu Zerdüşt” (1883-1885), “İyinin ve Kötünün Ötesinde” (1886), “Tanrı’nın Öldüğü” (1882), “Ecce Homo” (1888)
  3. Karl Marx – “Komünist Manifesto” (1848), “Kapital” (1867-1894), “Alman İdeolojisi” (1845-1846), “Ekonomi Politiğin Eleştirisi” (1859)
  4. Michel Foucault – “Denetim ve Ceza” (1975), “Bilginin Arkeolojisi” (1969), “Cinselliğin Tarihi” (1976), “İktidarın İlksel Tarihi” (1976)
  5. Sigmund Freud – “Rüyaların Yorumu” (1899), “Toplum ve Kültürün Disiplinleri” (1905), “Bilinçdışının Psikolojisi” (1915), “İnsanın Genel Psikolojisi” (1916)

Bu filozofların sözleri ve eserleri, Kritisizm akımının gelişiminde ve felsefi düşüncenin yönlenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bu eserler, eleştirel düşünce tarzının ve bilgiye sorgulayıcı bir yaklaşımın önemini vurgular.

Kritisizm Nedir Sonuç

Özet olarak Eleştirici düşünce yani popüler adıyla Kritisizm, eleştirel düşünceyi ön plana çıkaran ve doğru bilgiye ulaşmak için her türlü düşünceyi sorgulama ve eleme amacını taşıyan bir felsefi akımdır. Kritisizm, insanların düşüncelerini sorgulamasını teşvik eder ve eleştirel düşünce tarzını savunur.

- Advertisement -
admin
admin
Türk & Dünya Edebiyatına dair tüm mektupların yer aldığı, mektuplara dair zengin ve edebi bir koleksiyon.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img

Related Stories