Yaşar Kemal, Türk Edebiyatı’nda ve ruhumuza dokunan sözleriyle belki de hayatlarımızda derin bir iz bırakan biri. Özel hayatının, siyasi deneyimlerinin meyvesi, eserleriydi.
Türk ve Dünya Edebiyatı’nın öncü isimlerinden olan Yaşar Kemal’in asıl ismi Kemal Sadık Göğceli’dir. Adana’da, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilan edildiği 1923’ün sonbaharında dünyaya gelen Kemal roman, senaryo ve öykülerinin yanı sıra gazeteci olarak unutulmaz röportajlara imza attı. Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk Türk yazar oldu. Yaşar Kemal’in eserleri yaklaşık 40 dile çevrildi ve bu sayede dünyaca tanınan bir sanatçı haline geldi.
“Şu dünyada yalnız kalan, kimsesiz çaresiz olan yalnız be yalnız insandır. Herkesin, her şeyin yaşaması, ölümsüzlüğü var, insanın yok. Ağaç, kuş, otlar, böcekler, yılanlar çıyanlar, hiç birisi, hiç birisi yok olmuyor. Ama insan yok oluyor. Çünkü insan kendinde başlayıp, kendinde bitiyor…”
Hayatın getirisi olan hüzünler, mutluluklardır belki de bizi biz yapan. Bugün şikayet ettiklerimiz, yarın gurur duyacağımız benliğimizdir belki de. Bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğdu Kemal. Evde sadece Kürtçe, köyde ise Türkçe konuşurdu. Küçük yaşta bir gözünün kör olmasına neden olacak bir kaza geçirdi. Öğrenim hayatı ancak ortaokula kadar sürebildi. 17 yaşındayken politik nedenlerden dolayı tutuklandı. Herhangi bir insan olsa belki de vazgeçerdi ama Yaşar Kemal’in hayata ve edebiyata olan sevgisi ona her zaman umut oldu. Öyle ki, Ülkü dergisinde 1943 yılında yazdığı zaman zarfında ‘ümit’ kelimesini ilk defa Adana’dan duydu ve kendi bildiği haliyle ‘umut’ olarak kullanarak Türkçe’ye kazandırdı.
“Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler. Karanlığa ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar.”
Yaşar Kemal, en çok ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak‘ta da yer alan Bebek öyküsü ve ilk romanı olan İnce Memed -sonradan diğer eserlerinde olacağı gibi- çok sevildi. 1943’te bir folklor derlemesi olan ilk kitabı Ağıtlar’ı yayımladı. 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye’yi yayımladı. Yaşar Kemal, 1963 yılına kadar Cumhuriyet gazetesinde röportaj ve makale yazarlığı yaptı. Gazeteciler Cemiyeti’nden ‘Özel Başarı Ödülü’ kazandı. 1967 yılında ‘Ant’ adlı siyasi derginin kurucuları arasında yer aldı, Türkiye Yazarlar Sendikası’nın ilk genel başkanlığını yaptı.
Yaşar Kemal, Türkiye’de aldığı çok sayıda ödülün yanı sıra yurtdışında Uluslararası Cino del Duca ödülü, Légion d’Honneur nişanı Commandeur payesi, Fransız Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres nişanı, Premi Internacional Catalunya, Fransa Cumhuriyeti tarafından Légion d’Honneur Grand Officier rütbesi, Alman Kitapçılar Birliği Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü gibi bir çok ödül, ikisi yurt dışında beşi Türkiye’de olmak üzere, yedi fahri doktorluk payesi aldı.
“Bir, benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İki, insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin. Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir. Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar.”
Kendisinin edebi ve siyasi hayatı hakkında söylenecek sözlerin ucu bucağı yok. Bu yazıyı daha çok hafızalarımızda yer etmiş sözlerini paylaşmak ve henüz kaybetmiş olmamızın verdiği buruklukla Yaşar Kemal’i anmak adına paylaşıyorum.
Bütün eserlerini burada görebilirsiniz;
Öyküleri;
Sarı Sıcak, 1952
Bütün Hikâyeler, 1975.
Romanları;
İnce Memed, 1. cilt, 1955; 2. cilt,1969; 3. cilt, 1984; 4. cilt, 1987
Teneke, 1955
Orta Direk, 1960
Yer Demir Gök Bakır, 1963
Ölmez Otu, 1968
Akçasazın Ağaları / Demirciler Çarşısı Cinayeti, 1974
Akçasazın Ağaları / Yusufcuk Yusuf, 1975
Yılanı Öldürseler, 1976
Al Gözüm Seyreyle Salih, 1976
Allahın Askerleri, 1978
Kuşlar da Gitti, (uzun öykü) 1978
Deniz Küstü, 1978
Hüyükteki Nar Ağacı, 1982
Yağmurcuk Kuşu / Kimsecik I, 1980
Kale Kapısı / Kimsecik II, 1985
Kanın Sesi / Kimsecik III, 1991
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, 1997
Karıncanın Su İçtiği, 2002
Tanyeri Horozları, 2002.
Çıplak Deniz Çıplak Ada, 2012
Tek Kanatlı Bir Kuş, 2013
Şiir kitapları;
Bugünlerde Bahar İndi, 2010
Destansı Roman
Üç Anadolu Efsanesi, 1967
Ağrıdağı Efsanesi, 1970
Binboğalar Efsanesi, 1971
Çakırcalı Efe, 1972.
Röportajları;
Yanan Ormanlarda 50 Gün, 1955
Çukurova Yana Yana, 1955
Peribacaları, 1957
Bu Diyar Baştan Başa, 1971
Bir Bulut Kaynıyor, 1974
Röportaj Yazarlığında 60 Yıl, 2011
Çocuklar İnsandır, 2013
Neredesin Arkadaşım, İst.: YKY, 2014
Yağmurla Gelen, İst.: YKY, 2014
Deneme-Derlemeleri;
Ağıtlar, Adana: Halkevi, 1943
Taş Çatlasa, İst.: Ataç, 1961
Baldaki Tuz, (1959-74 gazete yazıları) İst.: Cem, 1974
Gökyüzü Mavi Kaldı, (halk edebiyatından seçmeler, S. Eyüboğlu ile)
Ağacın Çürüğü: Yazılar-Konuşmalar, (der. Alpay Kabacalı) İst.: Milliyet, 1980
Yayımlanmamış 10 Ağıt, İst.: Anadolu Sanat, 1985
Sarı Defterdekiler: Folklor Derlemeleri, (haz. Alpay Kabacalı) İst.: Yapı Kredi, 1997
Ustadır Arı, İst.: Can, 1995
Zulmün Artsın, İst.: Can, 1995.
Binbir Çiçekli Bahçe, İst.: YKY, 2009.
Bu Bir Çağrıdır, İst.: YKY, 2012.
Çocuk Romanı;
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, İst.: Cem, 1977
Sinemaya uyarlanan eserleri;
Yaşar Kemal’in edebiyatımıza kazandırdığı pek çok eserin yanı sıra bazı yapıtları sinemaya da uyarlanmıştı.
Beyaz Mendil, 1955, Yön: Lütfü Akad
Namus Düşmanı, 1957, Yön: Ziya Metin
Alageyik, 1959, Yön: Atıf Yılmaz
Karacaoğlan’ın Sevdası, 1959, Yön: Atıf Yılmaz
Ölüm Tarlası, 1966, Yön: Atıf Yılmaz
Ağrı Dağı Efsanesi, 1974, Yön: Memduh Ün
Yılanı Öldürseler, 1981, Yön: Türkân Şoray
İnce Memed, 1984, Yön: Peter Ustinov
Yer Demir Gök Bakır, 1987, Yön: Zülfü Livaneli